Yara Türleri Nelerdir?

Bilgiler

İnsan vücudunda doku bütünlüğünün herhangi bir nedenle bozulması sonucu oluşan yaralar ve türleri hakkında detaylı bilgi…

Deri olarakta anılan cildimiz, vücudumuzu dışarıdan gelecek olan darbelere karşı koruyan ilk savunma kalkanıdır ve iskelet sisteminden sonraki en geniş organdır, vücut ağırlığının ise %15’ini oluşturur. (5) Herhangi bir travma sonucu cilt veya cilt altı dokular dediğimiz; Epidermis, dermis, pannikulus olarak üçe ayrılan bu canlı dokuların anatomik ve fonksiyonel bütünlüğünün bozulması durumuna yara veya yara hasarı denir. (1, 5) Cilt üzerinde oluşan herhangi bir bozulma sonucunda düzenli, sıralı olarak başlayan, hücresel ve biyokimyasal olayların sonucunda hasar alan dokunun yerinde yeni doku oluşmaya başlar ve bu yara iyileşmesi olarak tanımlanır. (2) Her ne kadar basit bir süreç gibi gözükse de birkaç aşama ve birçok öğeden oluşan, son derece karmaşık olaylar dizisidir. Bu yazımızda yara türlerini, yara tiplerini ve nedenlerini inceleyeceğiz…(3,4)

Yara Türleri Nelerdir?

Yara, doku bütünlüğünün herhangi bir nedenle bozulması ve bozulduktan sonraki aşama olan iyileşme süresinde meydana gelen dokusal değişimler ile kendini fizyolojik olarak yenileme, onarma durumudur. Kronik yaralar ise kolay kolay iyileşmeyen ve vücutta izler bırakan yaralardır.

Yara üç çeşide ayrılır; birincisi erozyon yaralardır ve dermise geçmeyen, yüzeysel kayıp olarak tanımlanır, yani iz bırakmaz. İkincisi ise fissür dediğimiz, çatlak şeklinde dikey oluşan yaralardır. Üçüncüsü ise ülser olarak anılan, erozyona göre daha derin olan ve kronik olarak tekrar eden yara çeşididir. Dermise geçer, tedavisi zor ve iz bırakır. (5) Yaraları iki gruba da ayırabiliriz, bunlar; akut ve kronik yaralardır.

Akut Yaralar Nedir?

Akut yaralar, başlayıp biten, bir diğer tanımla anında kesilen yaralar demektir. Yani etken geçicidir, beklenenden daha kısa sürede iyileşir ve iyileşmeyi engelleyen etken sayısı azdır ve iyileşmesi devamlıdır. Ameliyat sırasında veya sonrasında oluşan yaralar akut yaralara örnek verilebilir. (5,6)

Akut Yara Örneği: Ameliyat Sonrası Dikiş İzi
Akut Yara Örneği: Ameliyat Sonrası Dikiş İzi
Akut Yaraların Nedenleri?

Akut yaralar denmesinin sebebi akut kelimesinin “ani gelişen” anlamına gelmesidir. Bu sebeple ani gelişen “akut” yaralar travma sonrası hasar almış doku üzerinde oluşurlar. Akut yaraların nedenleri; dokuda ezilmeye bağlı kontüzyon, sıyrılmaya bağlı abrazyon, yırtılmaya bağlı laserasyon, kimyasal veya fiziksel olarak meydana gelen yanıklar, hayvan veya insan tarafından yapılan ısırıklar ya da inzisyon adı verilen cerrahi kesiler ve batma, delinme, silah yaralanması, böcek sokması gibi durumlara bağlı panetran olarak sıralanabilir.

Akut Yaraların İyileşme Süreci

Akut yaraların iyileşme süreci gerekli tedaviler yapıldığında zamanında ve düzenli bir şekilde tamamlanır. Yara iyileşmesini engelleyen nedenler azdır ve skar dokusunun oluşumu düzenlidir. Yani sonuç olarak iyileşme sürekli olarak devam eder ve beklenen sürede, yani duruma göre ortalama 4-5 haftada dokunun onarımı tamamlanır ve doku eski haline döner.

Kronik Yaralar Nedir?

Kronik yaralar sistematik nedenlere bağlı olarak oluşan ve iyileşme süreci epey zaman alan ya da iyileşemeyen yaralardır. Etken devamlıdır, yani iyileşmesine engel olan; damarsal, sinirsel veya hücresel gibi iyileşme süresini uzatan ya da engelleyen birçok faktör vardır. Diyabet hastalığının ayaklara vurması ve kansere bağlı ülserler kronik yaralara örnek verilebilir. (5,6)

Kronik Yaraların Nedenleri

Kronik yaraların oluşmasına neden olan genel faktörler; başta sigara kullanımı, düzensiz ve kontrolsüz beslenme ve sonucunda obezite, ilerleyen yaşlarda görülen sorunlar, vitamin eksikliği veya eser element eksikliği, halk arasında kötü huylu tümör olarak bilinen malignite, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi veya radyoterapi yöntemleri, bağışıklık sistemini zayıflatan ilaçların (Warfarin, Heparin vs.) kullanımı ve halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığı gibi bir çok örnek kronik yaraların oluşumuna neden olarak gösterilebilir. (5,8)

Diyabet Hastalığından Kaynaklı Kronik Yaralar

Belirli bir zaman içerisinde iyileşmeyen ve sürekli tekrar eden yaralara kronik yara demiştik ve genel faktörleri yukarıda belirtmiştik. Üzerinde detaylıca durulması gereken ve kronik yaraların oluşmasına en çok neden olan hastalıkların başında gelen diyabet hastalığı kronik yara oluşumuna neden olabilir. Kronik bir hastalık olan diyabet zamanla sinir ve damar dokularına hasar verir, damarlardaki kanın dolaşımında bozukluklar meydana gelerek başta ayaklar olmak üzere vücudun çeşitli yerlerinde yaralar oluşur. Sorun ilerlediğinde damarlarda tıkanıklık ve daha da ilerisi ayak veya bacak kaybına yol açabilir. (8)

Diyabet Hastalığından Kaynaklı Ayaklarda Meydana Gelen Ülser Yaraları
Diyabet Hastalığından Kaynaklı Ayaklarda Meydana Gelen Ülser Yaraları
Varis Hastalıkları

Genellikle ayak bileği ve bacağın ön kısımlarında görünen bu yaralar toplar damar kapakçığının iş akışına yetişememesi sonucu oluşur. Kan sürekli geriye kaçar ve kan damar yolunda birikir. Bu sebeple damarda basınç artışı ve şişlik görülür. (7, 8)

Yatmaya Bağlı Yaralar (Bası Ülserleri / Dekibitüs)

Genellikle yatağa bağımlı veya tekerlekli sandalyeye bağlı hastalarda görülen bu yara çeşidi devamlı olarak vücudun aynı noktasına uygulanan basınçtan dolayı oluşmaktadır. Basıya maruz kalan bölgelerde oluşan kronik yaralar şekil, evre ve derinlik olarak farklılık gösterebilir.

Kronik Yaralar Nedir? Yatmaya Bağlı Yaralar (Bası Ülserleri / Dekibitüs)
Yatmaya Bağlı Yaralar (Bası Ülserleri / Dekibitüs)

Açık ve Kapalı Yaralar Arasındaki Farklar Nedir?

Açık Yara Nedir?

Açık yaraları iki alt grupta inceleyebiliriz. Bunlar: Kesik veya insizyon olarakta bilinen; bıçak, jilet veya cam parçası gibi kesici nesneler ile açılan düzgün şekilli yaralardır. Bir diğer açık yara türü ise yırtık veya laserasyon olarakta bilinen künt travma sonucu oluşan düzensiz, yırtık benzeri yaralardır.

  • Zedelenmeye bağlı olarak cilt veya cilt altı dokunun bütünlüğü hasar aldığı için bozulmuştur.
  • Kontüzyon, panetran, laserasyon veya inzisyon sonucu oluşur. (Bkz. 4. paragaf)
  • Yara bandajlı değildir, yani hava ile hep temas halindedir.
  • Eğer yaraya gerekli tedaviler uygulanmayıp, ardından pansumanları düzenli olarak yapılmaz ise yaranın enfeksiyon kapma riski vardır. Sonuç olarak yaranın iyileşme süresi uzayabilir ve yara derinleşebilir. (1)

Kapalı Yaralar

Travma sonucu yırtılan damarlardan çıkan kanın, sadece doku aralıklarına değil, doku boşluğunu dolduracak miktarda bir kitle oluşturacak şekilde meydana gelmesidir, bunlar;

  • Dokunun bütünlüğünü korur.
  • Cilt altında farklı şekillerde görülebilir; ezilme, burkulma veya eklem ya da kas içi hematom oluşması vb. şeklindedir. (1)

Şekline Göre Yara Tipleri Nelerdir?

Ezik Yaralar (Kontüzyon)

Ağır bir yük altında kalarak veya taş, sopa tarafından veya trafik kazasında darbe alarak dokunun ezilmesiyle meydana gelen yara türüdür. Kanama riski azdır ama iç organların hasar almasından dolayı kişinin hayati tehlikesi olabilir. (5,9)

Kesik Yara (İnzisyon)

Cam parçası, bıçak veya sivri uçlu cisimler tarafından oluşmuş basit yaralardır. Kesiğin derinliğine göre yüzeysel veya derin olabilir ve derinlikleri kolay anlaşılır. Derinliğine göre kişinin hayati tehlikesi vardır. (5,9)

Sıyrık Yara (Abrazyon)

Derinin yırtıcı bir yüzeye sürtmesi sonucu derinin dış tabakası olan epidermisin bir bölümünün hasar alması ve kılcal damar kanamasının meydana gelmesine denir. Sinirlerin son uç noktaları hasar aldığı için ağrı çok olabilir. (5,9)

Delici Yara (Panetrasyon)

Dokuya kurşun, şiş, iğne veya tel girmesi sonucu oluşmuş yaralardır. Derinlik fazla olduğu için atar damar gibi büyük damarlarda ve iç organlarda delinme meydana gelebilir. Delici alete ve yaranın delinme derinliğine bağlı olarak kişinin tetanos veya hayati tehlikesi olabilir. (5,9)

Parçalı Yara

Cilt veya cilt altındaki dokuların bir bölümü ya da tamamının çekme etkisi ile ayrılmasıyla meydana gelen yaralardır. Yarada oldukça fazla kanama meydana gelebileceğinden dolayı kişi kan kaybından ölebilir. (5,9)

KAYNAKLAR

(1) Prof. Dr. Varlı M. Yara iyileşme süreci ve etkileyen faktörler. Yaşlı Bakım ve Teknikerleri Yara Bakım Eğitimi. 2019

(2) Werner S, Grose R. Regulation of wound healing by growth factors and cytokines. Physiological reviews. 2003;83(3):835-70.

(3) Hormozi M, Assaei R, Boroujeni MB. The effect of aloe vera on the expression of wound healing factors (TGFβ1 and bFGF) in mouse embryonic fibroblast cell: In vitro study. Biomedicine & Pharmacotherapy. 2017;88:610-6.

(4) Fizyoaktif – Medical Trainer. “Yara İyileşme Fizyolojisi” Son güncelleme 26 Ağustos, 2021. http://fizyoaktif.com.tr/?p=965.

(5) Prof. Dr. ARAS, Sevgi “Yara Nedir? Tipleri, Evrelendirme” AÜTF – Geriatri Bilim Dalı (erişim 26.08.2021)

(6) Prof. Dr. KARGI, Eksal “Kronik Yara Nedir?” Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (erişim 27.08.2021)

(7) Op. Dr. KARACA, Yaşar “Varis nedir? Belirti ve tedavi yöntemleri nelerdir?” Medical Park (erişim tarihi 27.08.2021)

(8) Kolan British Hospital “Kronik Yara Bakımı (Bası Yaraları, Venöz Ülserler, Diyabetik Ayak)” Son güncelleme 27 Ağustos, 2021. https://kolanbritish.com/tibbi-birimler/plastik-estetik-ve-rekonstruktif-cerrahi/kronik-yara-bakimi-basi-yaralari-venoz-ulserler-diyabetik-ayak/

(9) Sağlığım “Yara Nedir?” T.C. Sağlık Bakanlığı https://sagligim.gov.tr/yaralanmalarda-ilk-yardim/yara-nedir.html (erişim 27.08.2020)