Emilebilir Veteriner Cerrahisi Sütürleri
Emilebilen sütürler implantasyondan sonraki 60. gün içinde gerilim kuvvetlerini kaybeden ipliklerdir. Bu sütürler vücudun savunma sistemi ile emilirler (1,2) ve hemen hemen hepsi kısmi doku reaksiyonuna neden olurlar (1). Oysa sentetik iplikler nonenzimatik hidroliz yoluyla yıkımlanırlar. Sentetik ipliklerin hidrolizinde, polimer yapı suyun direkt etkisiyle monomer yapıya ayrılır ve monomer yapı ise su ile karbondioksite metabolize olur. Bu özellikleri ile sentetik iplikler, enfeksiyon veya yangı varlığında emilme oranları belirgin olarak etkilenmez (2).
Katgüt
Sentetik sütürler çoğunlukla sıvı vaziyetteki reçinelerin polimerize edilmesiyle, natural ipliklerden olan ipek ipliğin eğirilerek, katgütlerin ise şerit vaziyete getirildikten sonra tabaklanıp bükülerek elde edilmektedir (1,2,3). Katgüt, koyun bağırsağının submukozasından veya sığır bağırsağın serozasından elde dilen, doğal emilen multiflament bir dikiş ipliğidir (2,5,6,7,11,12,3). Bağırsak olarak jejenum ve ileum kullanılmaktadır (7). Günümüzde sentetik ipliklerin gelişmesine rağmen, veteriner cerrahide en yaygın olarak kullanılan dikiş ipliğidir (6). Dokulara implante edildikten sonra enzimatik yolla yıkımlanarak fagositoz yolu ile absorbe edilirler ve daima yangısal reaksiyona neden olurlar (2,6,8). Katgütün kedilerde köpeklerden daha şiddetli doku reaksiyonuna neden olduğu bildirilmektedir (1). Normal katgüt dokuya uygulandıktan sonraki 1. günde gerilim direncinin %50’sini, 3 ila 7 gün içinde (6) gerilim direncinin tamamını kaybeder ve 10 (1) -14 gün içinde tamamen emilir. (9) Normal katgütün hem direncini artırmak, hem de yıkımlanma süresini uzatarak dokularda neden olduğu reaksiyonu azaltmak için, kromik tuzlarla işlenerek krome katgüt üretilmiştir (2,3,6,7,9,10). Kromik tuzlarla yapılan işlem sonunda katgütün intermoleküler bağları artarak daha iyi bir direnç kazanır (6). Krome katgüt ise implantasyondan sonraki 21-28. günde gerilim dirençlerini tamamen kaybederler (2). Tamamen emilmesi oldukça değişken olup 20-40 gün arasında değişir. Katgütler, enfeksiyon varlığında (1,2,6), kan akımının çok olduğu dokular (1,6) ile pankreas ve bağırsak enzimleri (1) gibi organ enzimlerinin bulunduğu ortamlarda emilmesinin daha hızlı olduğu bildirilmektedir (6). Ayrıca katgütler kapillar özelliğe sahiptir. Buna rağmen gastrointestinal ve ürogenital sistemde, paranşimatöz organlarda (11), damar ligatürlerinde, kas ve fasia dikişlerinde (3) kullanılmaktadır. Katgütün deri ve sinir dokusunda kullanımı kontraendikedir (11). Hidrofobik özelliğinden dolayı su emdiği için düğümü gevşemeye meyillidir (1,2,6). Bu nedenle 3 veya daha fazla düğüm atılmalı (1,11) ve düğüm sonunda ipliği keserken diğer ipliklerden biraz daha uzun kesilmesi gerekir (1,6). Sert yapısının yumuşaması için bazı firmalar %85’lik alkol içinde paketleyerek piyasaya sunmuşlardır (6,10).
Poliglikolikasit (PGA)
Polimerize hidroksiasetik asitten yapılmış, multiflament ve örgülü sentetik polyester bir dikiş materyalidir (1,2,11). Poliglikolik asit sütürler , kullanımının kolaylaştırılması ve dokulardan daha kolay geçmesi için polikaprolat ile kaplanmıştır (1,2), fakat düğüm güvenliği azalmıştır. Katgüte göre; gerilim direnci ve düğüm tutma özelliği daha iyi, rezorbe olma süresi daha uzun ve dokularda oluşturduğu reaksiyon oldukça azdır (1,2,9). Fakat gerilim kuvveti diğer emilen sentetik ipliklerden daha azdır. Ağız boşluğunda ve enfekte idrar varlığında (alkali pH’dan dolayı) kullanılması ipliğin yıkımlanma oranını artırdığından dolayı uygun değildir (2). İmplantasyondan sonraki 7. günde gerilim kuvvetinin % 33 (15) -% 40’ını (9,10), 14. günde % 65 (10) – % 80’ini (1,9,11), 28. günde ise % 95’ini kaybeder ve 90-120 gün içinde hidroliz yoluyla tamamen rezorbe olur (1,9,10,11). Poliglikolik asit özellikle bağırsak anastomozlarında, sezaryen operasyonlarında, fıtık onarımlarında ve uzun süre destek gerektirmeyen dokularda kullanılması uygundur (2).
Polidioksanon (PDS)
Paradioksanon polimerinden yapılmış (2,13) monoflament emilen sentetik bir dikiş ipliğidir (2,6,11). PDS diğer sentetik emilen ipliklere göre çok daha kuvvetli ve dokulardan daha yavaş emilir. Bu yüzden dokularda çok az reaksiyona neden olur. Kontamine ve enfeksiyon riski bulunan yaralarda kullanılabilir (6,10). PDS, köpeklerde sidik kesesinde steril ve enfekte idrar varlığında başarıyla kullanılmıştır (1). Polidioksanon sert olduğu için manipülasyonu zordur (1,5,10,11), düğüm güvenliği zayıftır (1,9,10). İmplantasyondan sonraki 14. günde gerilim kuvvetinin % 26’ sını, 28. günde % 50’ sini 59. günde ise gerilim kuvvetinin % 86’ sını kaybeder ve implantasyondan 180 gün sonra tamamen emilir (1,9).
Poli Glikolid Kaprolakton (PGCL)
Poli Glikolid Kaprolakton (PGCL), epsilon kaprolakton ve glikolid ko-polimerinden yapılmış monoflament emilen bir dikiş ipliğidir (2) . Monoflament yapıda olmasına karşın, ele gelmesi, bükülebilirliği ve düğüm güvenliği iyidir (1,2,10,14). Dokularda minimal reaksiyona neden olur (3,14,15). Dokulardan kolay geçiş özelliğine sahiptir ve kapillaritesi yoktur (2). Başlangıçta katgütten daha sağlamdır. Fakat dokuya implante edildikten sonra hızla gerilim kuvveti azalır. İmplantasyondan sonraki 14. günde gerilim kuvveti katgüt ve krome katgütte eşit veya fazladır (12). İmplantasyondan sonraki 7. günde boyasız formu gerilim kuvvetinin % 40 ila 50 ‘sini, 14. günde % 70 ila 80’ini kaybeder ve yaklaşık 90 ila 120 gün içinde tamamen emilir (10). Kedilerde linea alba (2), deri altı (12) ve yumuşak dokuların kapatılmasında ve çeşitli ligatür uygulamalarında kullanılması tavsiye edilmektedir (2,12).